Mehmet Emin Tokadi Hazretleri
Mehmet Emin Tokadi Hz.
İstanbul’da Kadınlar Pazarı (Zeyrek) Mahallesine gitmek isterken yolum, Unkapanı Fil Yokuşu’na düştü. Arabayı park edip yürüyerek çıkmak istedim o Suriçi’nin güzel semtlerinden Zeyreğe. Daha sonra yokuşu çıkıp dar bir sokağa girdim. Pek çok küçük, şirin sokaklara girdikten sonra bir türbe ile karşılaştım. Aslında…
Değerli Müslüman Kalpler,
Bu mübarek ayda mübarek bir Müslüman‘ın kabrine olan tevafukumu sizinle paylaşmak istiyorum.
İstanbul’da Kadınlar Pazarı (Zeyrek) Mahallesine gitmek isterken yolum, Unkapanı Fil Yokuşu’na düştü. Arabayı park edip yürüyerek çıkmak istedim o Suriçi’nin güzel semtlerinden Zeyreğe. Daha sonra yokuşu çıkıp dar bir sokağa girdim. Pek çok küçük, şirin sokaklara girdikten sonra bir türbe ile karşılaştım. Aslında Unkapanı’na bakan gayet aşikar bulunabilir bir yerde olan bu türbe, aslında bir o kadar fark edilmeyecek kadar ilginç bir yerde. Türbe’den Unkapanı’nın o keşmekeş trafiğini görüp buranın ne kadar güzel manevi bir havayla dolu olduğunu ve farklı olduğunu hissedeceksiniz. Fatih’in her adım başı türbe olan sokaklarında yine bir türbeyle karşılaşmanın mutluluğuyla hemen içeriye girdim ve ellerimi açıp Fatiha suresini okudum. Daha sonra kitabeyi okumaya başladım. Okudukça o manevi havanın daha fazla içime zuhur ettiğini hissettim ve çok duygulandım. Sizlere bu güzel zat’ın kısaca hikâyesini ve kitabesini paylaşmak istiyorum:
Mehmet Emin Tokadi Hazretleri, Mekke’de İmam-ı Rabbani Hz.nin oğlunun talebesine talebe olmuştur. 3 sene sonra hocası bu zat’ın İstanbul’a gitmesini istemiştir.
Hocası kendisinden son bir arzusunun olup olmadığını sormuştur. Mehmet Emin Tokadi Hz. ise o güzel kalbiyle hocasından şöyle dua istemiştir: “Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir Fatiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın inşallah!” Bu dua isteği karşısında hocası kendisine şöyle söyler: “Vasiyet etki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane zor bir yere defnetsinler. Ancak nasibi olanlar gelip senin kabrini bulsun, dua etsinler.”
Bir süre Eyüp Sultan’da, Ebu Eyüp Halid Hz.nin türbesinde türbedarlık yapmıştır. Bu görevden sonra kendisine Ravza-i Mutahhare’de Resulullah efendimizin türbesinde türbedarlık yapma şerefine nail olmuştur. Bu şerefli göreve geldiğinde, kavuştuğu nimete şükrederek şunları söylemiştir: “İki cihan sultanının türbesinde bekçi ve hizmetçi oldun. Onun yüksek kapısının süpürgecisini Mevla mahrum eylemez, zarara uğratmaz. Cihanın sultanı olan Resulullah’ın hizmetçisini kimse incitmez. Ey Emin! Sana müjdeler olsun; Resulullah efendimizin kapısında zahiren ve batinen hizmetçi olmakla şereflendirildin” diyerek, Allah’a dua etmiştir.
Bir defa Kâbe’de Rukn-i Yemani’de (Yemen Tarafı) yaslanmış halde iken, bir kere Mısır’da ve bir kere de İstanbul’da Fatih Camii civarında Hz. Hızır Aleyhisselam ile görüşmüştür.
Zamanın fen ilimlerine sahipti. İbadetlerini çok gizli yapar, ziyaretine gelen insanların müşküllerini daha onlar söylemeden bilir, cevaplar ve çözerdi. Sohbetlerinde herkesin anlayış ve sevgisine göre konuşurdu. İstanbul’un üç büyük evliyasından biridir.
Bu mübarek insanın duasına nail olmak isterseniz Unkapanı İmç Çarşısı’nın karşısındaki yokuştan çıkın. Bir müddet ilerledikten sonra o manevi havayı hissedecek, ayaklarınız sizi bu türbeye inşallah götürecektir.
Allah rahmet eylesin.