Pamuk İpliğine Bağlı Evlilikler ve Sünnete Bağlı Evlilikler
İslamiyet’te ruhbanlık yoktur. İslami evlilik fıtrati bir ihtiyaçtır: Müslümanın kimi için farz kimi için vacip, kimi için sünnet ve kimi için de mubahtır. “Evlilik benim sünnetimdir.” “Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir” buyuran Allah Resulü gerçekten bizim anladığımız bir evlilik mi kastetmiştir, yoksa İslami bir evlilik mi?
Sahi evliliklerimiz ne kadar islami evlilik?
Sünnete bağlı evlilikler mi yapıyoruz, yoksa pamuk ipliğine bağlı evlilikler mi ?
Siz evliliğinizi neye bağlıyorsunuz?
Bir kata mı? Yata? Arabaya?
Mesleğine mi?
Kariyerine mi?
Madden satın alınabilecek şeylere mi? Tüm bunlar ve daha fazlası hatta bir dünyaya mı?
Oysa kendimizi satılığa çıkardığımızın farkında değiliz. Hakikaten ne kadar ederiz dersiniz? Ya da şöyle soralım: Ne edersiniz? Kaç paralık adamlığınız var deseler buna cevap mı ararız, yoksa soruyu mu yanlış buluruz? Eminiz ki ikinci şık herkesin tercihidir. Çünkü kim kendisini bu sayılanlara bırakabilir ki… Sayılanlar, sayılar… Rakamlara sunmak kendimizi.. Ağır oldu değil mi? Bu şekilde ifade edilince ne kadar ucuzca şeyler olduğunu düşünüyoruz belki. O halde söyler misiniz, bunca boşanmaların bireyleri kimler. Biz değil miyiz? Evimizin eşyasının planlarını kurarken, İslam ahlakı temeli üzerine evliliğimizi oturtmayı ne kadar özümsedik ki yaşayabilelim…
Sahiden kaç kadın vardır eşini sabah ezanında uyandıran? Kaç erkek vardır sabah namazını camide kılmak için eşinin elinden tutan? Kaç eş vardır eşini karşısına alıp mübarek Kuran’dan birkaç ayet okuyup onun üzerine tefekkür eden, tezekkür eden, akleden, şükreden…
Kaç damat adayı veya annesi vardır bir kızı istemeye giderken ilk dikkat ettiği şeyin, boyu, posu, kaşı, gözü olmadığı?
Kaç erkek vardır fiziki güzellikten önce ahlak güzelliği ile evliliği tercih eden?
Kaç erkeğiz eşimize imam olup cemaatle namaz kılan?
Kaç erkeğiz namazda evladı secdede boynuna çıktığında, ona namazın sahibi şefkatiyle yaklaşan?
Kaç anne var Hz. Fatıma’nın çeyizinde ne olduğunu bilen?
Kaç baba vardır, damat adayına ne iş yaptığından önce namaz kılıp kılmadığını soran?
“Şu an namaz kılmıyor ama evlendikten sonra tabii ki kılacak, şu an başını örtmüyor ama evlendikten sonra tabii ki örtecek, insan ömrü hayatında bir kere evleniyor, gelinliğini gönlünce seçsin, düğününü özgürce yapsın ki, ileride içinde kalmasın canım”
Kaç Müslüman baba var, kızına efendimiz (s.a.v)’in Hz. Fatıma’ya “Ey Fatıma! Sen Ali’ye cariye ol ki, o da sana köle olsun” “Ey Ali! Sen Fatıma’ya köle ol ki, o da sana cariye olsun” dediği gibi sevgi, saygı tavsiye eden?
Maddi varlık ve güzellik en vazgeçilmez olmasaydı boşanma oranları bu kadar yükselir miydi dersiniz?